Uçmak, insanoğlunun hava yolu ile seyahat edebilmesi açısından elde edebildiği son yüzyılın en büyük teknolojilerinden birisidir. Hem ülke içi hem de ülkeler arasında en uzak mesafelerin en kısa sürede kat edilmesini sağlayan uçuş, her ne kadar önemli bir katkı sunsa da bazı insanlar uçuş fobisi nedeni ile bu teknolojiden yararlanmayabilmektedir.
Bireyin en uzak konuma dahi gerçekleştirecek olsa da bu seyahati havayolu ile yapması düşüncesi, bir korku ve kaygıya neden olabilir. Üstelik bu korkunun arkasında örnek olarak bir kediden ya da köpekten korkmanın ötesinde hayatta kalmaya karşı geliştirilen bir içgüdü yer alır. Aslında her birey yaşadığı havayolu deneyimlerinde bu korkuya sahip olmasa da bu tarz bir tedirginlik yaşayabilir.
Bazı bireyler ise bu kaygı durumunu çok üst düzeyde yaşamaya başlarken, sakinleşmek için uçuş süresince bir aktivite ile uğraşmak, sürekli yemek yeme ve birileri ile konuşma isteği duyabilir. Hatta bazı bireyler ise havayolu seyahatlerinden olabildiğince kaçınmaya çalışır. İşte bu noktada ortaya çıkan kaygı durumu uçuş fobisi olarak adlandırılır.
Uçuş Fobisi Nasıl Gelişir?
Bazı özgül fobiler kişinin sadece bir nesne veya durumdan korkmasından ötürü gelişirken, bazıları ise hayatta kalma dürtüsü ile gelişir. Örneğin, hastaneden korkmak ile ameliyattan korkmak arasındaki farklılık büyük bir farklılıktır. Çünkü hastanede sadece kan vermek ya da aşı olmaktan korku ile ilgili bir fobi yer alırken, ameliyat fobisi kişinin ölüm endişesi ve hayatını kaybetme endişesi ile ortaya çıkabilir.
Uçuş fobisi yine benzer bir şekilde kişinin havayolu seyahati sırasında yaşayabileceği en olumsuz sonuçlara karşı geliştirdiği fobidir. Çünkü havayolu seyahati sırasında uçağın arıza yapma ihtimali, türbülansa girme ihtimali, düşme ihtimali veya bir uçak kazası yaşanması ihtimali her ne kadar istenmese ve düşük bir ihtimal olsa da bulunmaktadır. Bu ihtimallerin sonucunda da ölüm ve hayatını kaybetme endişesi yüksek olduğu için kişide uçuş fobisi gelişebilir.
Bazı bireyler uçuş fobisi yaşasa dahil yine de havayolu seyahatinin büyük bir avantaj sağladığını bilmelerinden dolayı havayolu seyahatlerine gayet tabii katılmayı tercih ederler. Ancak uçuş süresince sürekli bir şekilde fobilerinden dolayı uçuşu takip ederek olabildiğince pencerelerden uzak oturmaya çalışırlar ve uçak motorunun sesini dinleme gibi aktiviteler ile sürekli uçağın çalışmaya devam ettiğini ve bir sorun olmadığını düşünmeye çalışırlar.
Bazı yolcular ise sadece uçuş fobisi nedeni ile havalimanına girmekten dahi çekinirken, uçağa binme sırasında vazgeçebilmekte ya da uçağa bindikten sonra uçak kalkış yapmadan inmek dahi istemektedir. Bu tarz deneyimler ile birlikte bazı kişilerde ise daha önce böyle bir fobi olmasa da herhangi bir uçuş sırasında uçakta bir arıza çıkması ya da türbülansa girmesi bir nevi travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkarır.
Uçuş Fobisi İle Mücadele
Uçuş fobisi, özellikle iş insanları ve kısa sürede seyahat etmek isteyen insanlarda hayat kalitesini önemli derecede etkileyebilir. Araştırmalar özellikle havayolunu çok fazla kullanan insanlarda bu fobinin ortaya çıkabildiğini ve korkunun uçuş sırasında çok fazla ilaç kullanmaya da alkol kullanma eğilimi oluşturduğunu gösterebilmektedir.
Modern medikal yöntemler çerçevesinde uçuş fobisi ile mücadele edilirken, fobinin ortaya çıkarabileceği stres bozukluğu, anksiyete problemleri, panik atak ve korkular üzerine gidilmesi için bilişsel davranışçı terapi kullanılabilmektedir. Ayrıca günümüzde sanal gerçeklik teknolojisi ile tedavi sağlanabildiği gibi EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma Terapisi) de katkı sağlayabilmektedir. Çok yoğun kaygı dönemlerinde ise psikiyatrist desteği büyük bir öneme sahiptir.