Yazılarımız

MOTİVASYON ÜZERİNE

Psk. Danışman Esra Şengül

Günlük yaşantımızda sıkça motivasyon kelimesini duyarız. Dil öğrenmek, kilo vermek, kariyerini geliştirmek, spor yapmak gibi pek çok hedef koyarız hayatta. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için yeterli motivasyona sahip olmak gerekir. Motivasyon; istek, isteklendirme, coşku, heyecan gibi kelimelerle yakın anlamda kullanılmakla beraber, genel anlamıyla kişinin bir hedefi gerçekleştirmek için oluşturduğu çabadır. Motivasyon, içsel ve dışsal olmak üzere 2 kaynaktan beslenir.

İçsel motivasyon deyince öncelikle kişinin kendi iç sesleri, yetiştirilme tarzı ve psikolojik durumu gelir. Örneğin; çocukluğunda başarı odaklı yetiştirilmiş ve her başarısızlığında olumsuz bir tutumla karşılaşmış bir kişi, yetişkinlikte iş hayatında belki de en küçük bir başarısızlığa tahammül edemeyecek ve patronunu her zaman memnun etmek için tükenmişlik sendromuna girme pahasına çok çalışacaktır ve bir türlü kendini yeterince başarılı hissetmeyecektir. Bu durum bir kısır döngü halince hayatında var olmaya devam edecektir.

Dışsal motivasyon dediğimizde, -meli, -malı tarzında gereklilik cümleleri içeren toplum ya da aile baskısından kaynaklanan gerekliliklerdir. Kilo vermelisin, şu okulu kazanmalısın, takdir almalısın vs gibi. Kişi, onaylanmak ve takdir kazanmak için, belki de kendine uygun olmayan hedefler koyarak çabalar ve sonuca büyük ölçüde ulaşamaz. Ulaşamayınca daha da mutsuz olur ve bu durum da kendi içinde kısır döngü oluşturarak kişiyi mutsuz edecektir.

Hedef koymak motivasyonun oluşması için olmazsa olmazdır. Hedefin ulaşılabilir ya da ulaşılamaz olması kişinin motivasyonunu büyük oranda etkiler. Örneğin, 30 kg vermek isteyen birisi için bu hedefini parçalar halinde aylara böldüğünde sonuca ulaşması daha kolay olacaktır. Ayda 3-5 kg vermeyi hedeflemek, 8-10 kg dan çok daha ulaşılabilir bir hedeftir. Ayrıca, değiştirilemez hedefler konulduğu zaman motivasyonu büyük oranda azaltır ve kişiyi mutsuzluğa sürükler.

Bütün bunlara bağlı olarak, kişinin “bu sorunu çözersem ne olacak” sorusuna vereceği cevap da çok önemlidir. Bazen kişi farkında olmadan hedefine neden ulaşamadığını anlayamaz; örneğin kocası her evden çıktığında yalnız kaldığı için panik atak geçiren bir kadın, bir çok tedaviye rağmen bir türlü iyileşememektedir. İyileşirse kocası onu evde yalnız bırakabilecek ve kadın evde yalnız kalabilecektir. Böylece eşinin ilgisini kaybetmek istememektedir. Bu durum, direnç dediğimiz şeyin güzel bir örneğidir. Direnç olduğunda kişi hedefine ulaşamaz, ancak sorunun bir işlevi vardır aslında.

Motivasyon, bir hedefi belirledikten sonra kişinin ihtiyaç duyduğu en önemli şey olmakla birlikte, hedef koyarken kişiye uygun/ulaşılabilir olması ve kişinin genel psikolojik durumu hedefe ulaşmada önemli rol oynayan etmenlerdendir.

 

Sıkça sorulan sorular:

* Psikoterapi ile motivasyonumuzu artırmak mümkün müdür?

Cevap: tabii ki mümkün. Öncelikle kişinin motivasyonunu olumsuz etkileyen y da başarısızlığa götüren etkenler belirlenir ve bunlar üzerine çalışılarak varsa geçmiş başarısızlıkların etkisi çözümlenerek gelecekteki başarıyı artırmak mümkündür.

* Çok istediğim halde kilo veremiyorum. Doktorlar bunun psikolojik olduğunu söyledi, bunu psikoterapi ile çözümlemek mümkün müdür?

Cevap: yemek yeme davranışları içinde birçok unsuru barındırır. Bunların önemli bir kısmı çocuklukta yeme alışkanlıkları ya da aile içi baskılara dayanabilir. Detaylı bir şekilde nedenler irdelendiğinde çözüme gitmek kolaylaşacaktır.

 

Unutmayın ki her sorunun bir çözümü vardır. Çözümleyemediğiniz, takıldığınız yerlerde psikolojik destek almanız hayatta zorluklarla baş etmenizi kolaylaştıracak ve hayattan tat almanızı artıracaktır.